12 Şubat 2010 Cuma

KAYBETMEK

Kaybetmek. Sözlük anlamı olarak elinde olan bir şeyden mahrum olma durumu. Bir eşya kaybettiğimiz zaman mutlaka onu bulmak umudu ile bakınırız etrafa. O eşya yı en son nereye koymuştuk, nerede bırkamıştık, eve getirmişmiydik. Çok fazla nadir bir şey değil ise 1 saat üzülürüz sonra geçer gider. En kötüsü gider yenisini alırsınız. Biraz üzülürüz canımız sıkılır ama olsun yerine konabilir.

Halbuki bir insanı kaybettiğiniz zaman bilirsiniz bir daha onu göremeyeceğinizi, ona dokunamayacağınızı. Ve bu asla geri gelmez. Kaybedilen insan geri gelmez. En güzel gününüzde keşke yanımda olsaydı bu güzelliği beraber yaşasaydık dersiniz, en kötü gününüzde keşke yanımda olsaydı bana destek olurdu dersiniz. Bir türlü bu olmaz, ve özleminiz her geçen gün artar. Bunun sebebi insanın alışkanlıklarıdır aslında. Alışmışızdır o insanın etrafımızda olmasına, alışmışızdır desteğine. Yokluğu zor gelmeye başlar, giderek özlem artar. Bir gün sabah kalkarsınız ve anlarsınız bir daha geri gelmeyeceğini, işte o gündür aslında sizin için o kişinin değerinin asıl ortaya çıkması. Çünkü o günden sonra hep güzel şeylerde hatırlamaya başlarsınız kaybettiğinizi, en kötü anınızda gözlerinizi kaparsınız onu düşünüp rahatlamak için. Özlem duyarsınız o hiç bitmez ama artık kaybedilen kişinin kayıp olduğunu ve bir daha bulunamayacağını anlarsınız. Ve insan olduğu içinde ne yerine yenisini koyabilirsiniz nede çıkıp bir tane daha satın alabilirsiniz.

Çok yakın zamanda değil ama 1 sene kadar evvel hayatımda yeri çok olan bir kişiyi kaybettim. Önce ağladım hem de her gün, sonra üzüldüm hemde her gün, hiç yapmadığım bir şey yaptım mezarlıkta sık sık ziyaret ettim onu. Kaybettiğim yerde bulmak umuduyla. Ama bir sabah kalktım ve artık onun benim hayatımda ki yerini artık devretmiş olduğunu gördüm. Başkaları gelmişti ve onun yaptıklarını birer birer üstlenmişti, hiç bir tanesi onun yerini tutamazdı ama birileri o işleri devralmaya hevesli idi. O sabah aynada kendime bakarken düşündüm, artık yoktu, peki ağladım geri geldi mi? Üzüldüm geri geldi mi? Mezarlığa gittim geri geldi mi? HAYIR. Ve gelmeyecekte. O artık benim hayatımda fiziksel olarak bulunmayacak. Ama bana söyledikleri onunla yaşadıklarımla hiç benden ayrılmayacak. Düşünüyorum kendi kendime ve kaybettiğimin nerede olduğunu buldum. Kalbime saklandı ve hep orada duracak bir daha asla oradan çıkmayacak. Bir de bana bir güzelik yapıyor, her aradığımda bana kalbimden sesleniyor, kaybetmedin beni ben buradayım diyor.

Lee Iacocca demiş “Sevdiklerimi bir daha göremeyeceğime inanmak istemiyorum, bunun yüzünden bu yaşamdan sonra başka bir yaşam olduğuna inanmak istiyorum”

R.I.P. Bro

4 yorum:

  1. süper olmuş aklına sağlık...Evet kayıplar dönmeyecek ama onlar satırların,gülüşlerin,mutlu anların,gözyaşlarının ve kalplerimizin kutularında çağrılmak üzere bekliyorlar ve her çağrıldıklarında bize gülümsüyorlar gibime geliyor...

    YanıtlaSil
  2. everything has a beginning, has an end...

    YanıtlaSil
  3. Fatih,

    Next subject Matrix FELSEFESİ desene :)

    YanıtlaSil
  4. sevgi sonsuzdur, her an senledir.

    YanıtlaSil