19 Haziran 2013 Çarşamba

GEZİ PARKININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İlk gün olaylar başladığında hepimiz ne oluyor diye merak etmeye başlamıştık, taa ki TV de biber gazlarının halkın üzerine sıkıldığını görmeye başlayana kadar. Bundan sonra artık bir çoğumuz olayın bir parçası haline geldik. Kimimiz sosyal medya paylaşımları ile, kimimiz sokaklarda biber gazları içinde. Bu ortamda kendimce gördüklerimi doğrusu yanlışı ile derleyip toparlamak istedim. Tamamen kendi fikirlerimin bir derlemesi olduğundan her türlü yoruma açık bir yazı yazmaya çalıştım. 1- Kaba Kuvvet ; Devletin Halkına kaba kuvvet kullanmasını onaylamak evde çocuğunu dövmeyi onaylamaktır, bu yüzden her ne konu olursa olsun devlet halkına karşı kaba kuvvet uygulamamalıdır. Sert uyarılar ve cezalar tabii ki uygulanabilir ama öncelikle karşındakinin ne istediğini dinlemek ve anlamaya çalışmak gerekir. Devletin kendi vatandaşına bu olaylar sırasında yaptıkları affedilmezdi bence. Ve ne zaman olur bilmem ama bunun cezasını hukuki ortamda çekeceklerin inancım sonsuz. 2- Özgürlük ; Özgürlük basit bir kavram değildir. Özgürlüğün tanımı yoktur. Ama basitçe açıklamak gerekirse özgürlük tüm bireylerin eşit olmasını, hiç bir ideolojinin bir diğerini ezmeye çalışmamasını ve beraber yaşamaya çalışmayı öğrenmektir bence. 3- Sosyal medya ; Medyanın tüm dünyada kuşatıldığı bu günlerde insanların kendi fikirlerini kitlelere ulaştırabildiği bir mecradır. Bu mecra kimi zaman spekülasyona çok açıktır. Geziparkı olayları sırasında gördüğüm en önemli olay insanların bilip bilmeden doğruluğunu teyid etmeden bilgileri paylaşması idi. Bu paylaşımlardan zarar gören insanlar olduğu gibi yarar gören insanlarda olmuştur. Yapılması gereken her türlü sosyal medya paylaşımını teyid etmeden yaymamaktır. Sosyal medya da kendiniz ile aynı fikirde olmayan insanlar ile tartışmak anlamsızdır zira yazı ile bir kimseyi ikna etmek nerede ise mümkün değildir. Bu sebepten naçizane tavsiyem eğer sükunetinizi koruyamayacağınıza inanıyorsanız aynı fikri paylaşmadığınız kişileri takip etmekten vazgeçin. 4- Karşıt fikire saygı ; her ne olursa olsun karşınızdaki kişiye saygı duyun öncelikle. Bugünün zalimlarinin dünün mazlumları olduğunu unutmayın. Ve gün geldiğinde iktidar eğer size verilirse zalim olmayın sakın. Karşıt fikir toplumların ilerlemesi için hem gerekli hemde faydalıdır. Bu olaylar bize karşıt fikri bilmediğimiz ve tanımadığımızı bir kere daha gösterdi onları sadece küçük görerek ne kadar büyük hata yapıyoruz farketmemiz gerekli. 5- İletişim ; bir kişi ile konuşurken veya yazışırken asla ve asla hakaret etmeyin. Hiç bir düşünce ve duygu hakaret ile bastırılamaz. Hakaret etmek sadece anlık tatmindir ve daha sonra mutlaka sizi haksız duruma düşürecektir. 6- Empati ; Çok çok önemlidir. İnsanın kendini karşısındakinin yerine koyabilmesi bence en büyük ERDEMdir. Asla ve asla karşınızdakini küçümseyici aşağılayıcı düşünceler içinde olmayın. O kişinin nasıl bir ortamda büyüdüğünü ne cins baskılar ile yaşadığını ve hayatını idame ettirebilmek için neler çektiğini bilmiyorsunuz zira. Kendimizi ifade etmemiz lazım, ama doğru kelimeler ile. Evet çok kötü şeyler yaşadık, ama her ne olursa olsun yaşananlar %100 karşıt görüşün suçu değil. Onların içinde de bizim gibi düşünenler var, onları yanımıza çekip haklılığımızı anlatıp onlarında empati yapmasını sağlamalıyız bence. 7- Mizah ; en güzeli. Mizahın karşısında durabilecek hiç bir şey yok. Ama mizah yapar iken karşı tarafı aşağılayıcı şekilde değil düşündürücü şekilde yapmaya çalışın. John Lennon ın “Olay şiddet kullanımına dönüştüğü zaman sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddet kullanmaya başvurduktan sonra sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey, şiddet dışı eylemler ve mizahtır.” Laflarını hatırlamaya çalışın her zaman. 8- Demokratik Haklar; olaylar bana en çok haklarımı bilmediğmi gösterdi. Vatandaş olarak bilinçlenmemiz ve haklarımızı öğrenmemiz gerekli. Çünkü demokrasilerde toplumların hakları kullanılamadığında problemler çıkmaktadır. Her zaman haklarımızı savunmalı ve gerektiğinde haklarımız geri almak için eylem yapmalı ve tepkimizi göstermeliyiz. Bir kişiden ne olur demek bilinçsizliktir. Bir parantez açarak şunu söylemem gerekli bence . Referandum %1 bile olsa azınlığın fikirlerine saygı duymamak demektir. Her toplumsal anlaşmazlığı referandum ile çözmeye çalışırsanız azınlığın hiç bir zaman hiç bir hakkı olmaz. Referandum demokratik bir yöntem değildir, sadece çoğunluğun azınlığı yönetmesinin meşru bir yoludur. 9- Geçmişi bilmek ; toplum olarak en önemli eksiğimiz çabuk unutmak bu sebepten yapılması gereken çok önemli bir şey tarihimizi bilmektir. Hatta daha ileri giderek dünya tarihini bilmektir. Yaşanan her olayın bir benzeri tarihin akışı içerisinde mutlaka yaşanmıştır. Olayı öğrenip analiz edip gelişimini ve sonuçlarını bilmek ve öğrenmek sizi bilinçlendirecektir. Cumhuriyet mitinglerindeki hata buydu işte, aslında biz askeri davet ediyorduk istemeden halbuki 1980 deki darbenin topluma yaptıklarını ne çabuk unuttuk. 10- Birey olmak ; düşüncenizi söylemekten korkmayın. Toplum sizi onaylamak zorunda değil. Unutmayın siz bir bireysiniz ve en küçük arkadaş grubu içerisinde bile fikrinizi beyan etmeye ve savunmaya hakkınız var. Ama bunu yaparken kulaktan dolma bilgiler ile değil gerçek bilgiler ile donanmış olmanız gereklidir. Fikrinizi nerede olursa olsun karşınızda kim olursa olsun söyleme cesaretiniz yok ise yönetilmeye mahkumsunuz. Karşınızda arkadaşınızda olsa, babanızda olsa, patronunuz da olsa, devletde olsa doğru bildiğinizi söyleyin. Eskilerin sloganı çok güzeldi bence “ SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK”. Korkmayın. Ben eylemlere katıldığım ilk günde benimle “ Marjinal, serseri,deli bu çocuk” diye dalga geçenlerin gün geçtikçe eylemlere katılmaya başladığını gördüm. Ne onları ilk konuştuklarında dinledim ne de onlara olan saygı sevgimi kaybettim, ama ben bireyim ve her türlü haksızlık karşısında susup oturamam. Sizde tepkinizi verin ve düşündüğünüzü söylemekten korkmayın. 11- Şiddet; hiç bir şeyin çözümü değil pek tabii ki. Ama karşı taraf size şiddet uyguluyor ise oturup sizi ezmesini beklemek de naif bir hareket olur. Fiziğin basit temelidir etki-tepki. Gerektiğinde fiziksel olarak size yapılan eyleme nefsi müdafa çerçevesinde fiziksel olarak cevap vermek doğaldır ve doğrudur bence. 12- Olayların bir parçası olmak ; geziparkı olaylarını bir sosyal eğlence gibi gören insanlar asla affetmeyeceğim ve bundan sonra hayatımın bir parçası yapmayacağım insanlardır. Orada olan olayları ellerinde çekirdek ile TV den seyredip sonra da sosyal medyada saçma sapan paylaşımlar ile destek verdiğini sanan kişilere hiç saygım yok. Siz sokağa çıkmak zorunda değilsiniz, eylem yapmak zorunda da değilsiniz, ama oradaki insanlar sizin eğlenceniz değil, hepimizin hakları için uğraşan bir kitle var orada, destekelemek zorunda değilsiniz fakat iş sosyal medya ya gelince olayın bir parçası gibi davranmak sizi benim gözümde sadece daha küçültüyor bunu bilin. 13- Medya ; Asla unutmayın medyanın tek amacı para kazanmaktır. Bu sebepten medya yı yönlendirmenin tek yolu paradır. Yapmanız gereken tepkinizi ortaya koymaktır. Tepki verin sizden bilgiyi saklayanlara. Seyretmeyin okumayın onları, hem zaten kendimize o kadar az vakit ayırıyoruz ki. Survivor seyredeceğimiz 2 sayfa kitap okusak kendimize ne kadar faydamız olur değilmi. Kendimi ifade etmeye çalıştığım bu yazıda eğer sürçü lisan etti isem affola. Yazılanların tamamı kendi fikirlerimdir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.